Bugün özellikle 45 yaş üstü olanlar 70’li yıllardaki çizgi roman furyasını çok iyi hatırlarlar. O günlerdeki Teksas, Tommiks, Yüzbaşı Volkan, Kaptan Swing, Karaoğlan, Malkoçoğlu Zagor, Hızırbey, Kızılmaske, Mister No, Kara Murat, Tarkan, Gordon ve adı bu sayfalara sığmayacak sayıda yerli ve yabancı kahraman karakter bugünün interneti gibi çocuk ve gençlerin iç dünyalarını dolduruyor ve şekillendiriyordu.
Kahraman ve kurtarıcı karakterler çocukların sokaktaki oyunlarına yansıtılıyordu. Çizgi romanlar değiş tokuş edilirken ya da beraberce okunurken paylaşım duygusunu da arttırıyordu. Çizgi roman kahramanları iyi ve hep kötüye karşı zayıfın yanındaydı. Okuyanlarda ister istemez bu iyi duygusal parçaları iç dünyalarına kalıcı şekilde yerleştiriyordu. Çocuklar iyiyi ve kötüyü öğreniyordu.
Çizgi roman görsel konuşma ile duyguları ifade eden bir yapısı vardır. Duygular söz baloncukları kelimelerden çok, görsel olarak ifade edilir. Özellikle Türkçe’nin tek bir kelime ile çok anlam ifade etmesi özelliği de çizgi romanlarda kolay anlaşılabilirliği getirmiştir. Dil bilim çalışmacısı Neil Cohn, çizgi romanda sadece bir resim değil de aslında görsel bir dilin var olduğunu ortaya koymuştur. Aslında çocukların dili ve konuşmayı öğrenmesi, yüz ifadelerini de taklit ederek olmaktadır.Yani görsel dil günlük yaşantımızda da önemlidir.
Çizgi romanlar ve çizgi filmler onu seyreden çocukların iç dünyalarının şekillenmesini, hareketleri öğrenmelerini sağlamaktadır. Günümüzün popüler çizgi filmi PEPE çocukların taklit ettiği bir karakter olmaktadır. Farkında olmadan iyiyi ve kötüyü PEPE den öğrenmektedirler. Günümüzde ailelerin çocuklarla daha az zaman harcaması sonucu olan boşlukta eve televizyonla giren karakterler bile çocuğu eğitmektedir. PEPE gibi bir karakterde çok küçük çocuklar bile görsel dilin yardımıyla daha kolay anlamakta ve onu sevmektedirler.
|