Depresyon, günümüzün zor şartları ve ilişkilerde yaşanan sıkışmalar ile artmaktadır.
Aslında sadece şikayet olarak Depressif Şikayetler , çok kısa süreli olursa hemen hemen herkesin yaşayabileceği şikayetlerdir.
Sadece yaşam şartları değil , yeme alışkanlıkları da vücut üzerine olumsuz etki yaparak depressif bulgulara yol açabilir.
Şeker hastalarındaki (Diabet) sinirlilik, ülkemizdeki kadınlarda sık görülen demir eksikliğine bağlı kansızlığın oluşturduğu halsizlik, vitamin eksikliklerindeki isteksizlik ve enerjisizlikler yediklerimizin ruh sağlığımızla ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.
Çünkü beynimizdeki basitçe hormon diyebileceğimiz tüm maddeler yemek ile aldığımız besinlerden üretilmektedir. Örneğin beyindeki, iyi hissetmenizi sağlayan Serotonin kimyasalı yediğiniz hindi etinin vücutta parçalanması sonucu oluşan Triptofan’dan üretilmektedir.
İçinde Triptofan olmayan besinlerle beslendiğiniz zaman depressif şikayetler oluşmaktadır. Bu özellikle depresyona eğilimli bireyler için söz konusudur. Yani depresyonu olan bir kişi , Triptofan olmayan besinlerle beslenirse depresyonu yeniden tekrarlayabilir.
Artık marketlerde azalan besin çeşitleri ve hazır gıdaların içindeki katkı maddeleri de , durumu daha da olumsuz hale getirmektedir.
DEPRESYONU ÖNLEMEK İÇİN DESTEK DİYETİ
Son yıllarda Omega-3 lerle ilgili yurtdışı akademik psikiyatri yayınlarında dikkati çeken yazılar çıkmaktadır.
Psikiyatride ve ruh sağlığında ilaçlar dışında doğal bir maddenin olumlu etkisi ile ilgili bilimsel verilerin olduğu en öndeki madde Omega-3 dür.
Omega-3 yağ asitleri doymamış yağ asitleridir ve insan vücudu tarafından üretilmeleri mümkün değildir.
Omega-3 yağ asitlerinin insan sağlığı için birçok faydaları vardır; kolesterolü düşürmek, kalp ve damar hastalıklarını önlemek ve beyni geliştirmek,-öğrenmeyi hızlandırmak gibi.
Omega-3’lerin ayrıca ruh sağlığı içinde önemleri vardır. Daha dengeli bir ruh hali için omega-3’ün etkili olduğu iddia edilmektedir. Fakat anti-depresanlara (depresyon ilacı) alternatif olarak kullanılıp kullanılamayacaklarına dair herhangi bir delil yoktur.
Omega-3 bilgisi fazla olmayanları yanıltan Omega3-6-9 içeren kapsüllerinin sanki daha güçlü bir şeymiş gibi izlenim verilerek sunulmasıdır. Halbuki zaten günümüz diyetindeki en büyük problem Omega-6 nın fazla olmasıdır. Yani besinlerle Omega-6 yı zaten fazla almaktayız.
Omega-3 lerin ne kadar ve hangi oranlarda kullanılmasının da bilinmesi gerekir.
Omega-3 lerin temel kaynağı balıktır. Balık doğal ve deniz balığı olduğu sürece Omega-3 den zengindir. Çiftlik balıklarında Omega-3 oranları çok daha düşüktür. Aşağıda balıkların omega -3 oranlarını sizler için derledim.
Her 100 gr porsiyonda Omega-3 miktarı;
İstavrit (1,400mg ), Sardalya (1,000mg),Taze Ton Balığı (900mg),Hamsi (900mg), Somon (800mg),Doğal Alabalık (500mg).
Balığın yağlı olması tercih edilmelidir. Ancak balığın denizi temiz bir bölgeden yakalanması önemlidir. Çünkü bütün sanayi atıkları denize gitmekde ve balık vücudunda birikmekte, oradan da onu yiyen insana geçmektedir.
Bitkisel kökenli Omega-3 lerde vardır.Yani aslında doğada bir çok besinde bir çok madde vardır. Ancak hepsinin ayrı ayrı özelliklerinin iyi bilinmesi gerekir.
Keten Tohumu ve Kabak Çekirdeği bu konuda zengindir. Cevizde de bu oran yüksektir. Bitkisel olarak başka Omega-3 kaynakları da vardır. Ancak bu konudaki en önemli yanlışı en sonda söyleyeceğim.
Özellikle soğuk pres keten tohumu yağında Omega-3 oranı daha da yükselmektedir. Ülkemizde fazla bilinmeyen Chia da da Omega-3 yüksektir.
Ama bitkisel maddelerde buluna Omega-3 ün ancak % 5 i ruhsal sağlık için gerekli maddelere vücut tarafından çevrilebilir. Buda yeterli olmamaktadır.
Bitkisel kökenli Omega-3 içeren yiyeceklerin fazla alınması da kilo problemi yaratmaktadır.
Beyin besinlerini yıllardır inceleyen birisi olarak bu konunun sadece küçük ve anlaşılabilir bir parçasını burada sundum. Kendi kendine kullanılan doğal beyin besinlerinden bir ilaç gibi tedavi edici etki beklenmemelidir. Bu besinler sadece hafif depressif şikayetlerde ve depresyona eğilimi olan bireylerde ruh sağlığını destekleyici olarak kullanılmalıdır.
|