Hiçbir kadın bir adamla parası için evlenmez. kadınlar, bir milyonerle evlenmeden önce, ona aşık olacak kadar akıllıdır.
Cesar Pavese
Ekonomik durumun evlilikler üzerinde direkt olarak etkisi olduğu görülmemektedir. Yani zenginde olsanız, fakir de olsanız evlilik sorununuz olacaktır. Ancak ekonomik sorunların evlilikler üzerine etkisi ise görülmektedir. 1994 ve 2001 yılındaki ekonomik krizler ve 1994 yılına ait veriler ekonomik krizlerin evliliklerde de krizlere yol açtığını göstermektedir. Ekonomik krizler aileleri şu açılardan etkilemektedir.
1- Evlilik de ya da ilişki de var olan problemler ilişkiyi zorluyorsa, ekonomik sorunlar bardağı taşıran son damla olmaktadır.
2- Ekonomik krizden en çok etkilenen ilişkiler, ekonomik krizle borca giren ilişkilerdir.
Ekonomik krizin duygusal hasarı en çok borçlu olanlarda görülmektedir. Özellikle eşlerden birinin yaptığı ve çok da akılcı görülmeyen borçlar aileyi zora götürünce eşe karşı olan güveni de sarsmakta ve daha önce olan güvensizlikte artmaktadır.
Eğer eşler yeni ekonomik koşullara göre bir uyum geliştiremezlerse çatışmaların sıklığı artmaktadır. Burada eşler yeni ekonomik duruma uyum gösterseler bile, çocukların- daha uygun söylemek gerekirse ergenlik ve daha üstü yaşlardaki çocukların- değişimi kabul etmemeleri de ilişkideki dengeleri bozmaktadır.
Gençler ekonomik sıkıntıyı ve yaşamlarına getirebileceği sıkıntıyı çok kolay hissedemeyince, gelen yüklü cep telefonu faturaları ve harcamalar geçmişte çok sorun olmadan kolayca bertaraf edilse de, krizde daha çok soruna yol açmaktadır.
Genelde bayanlar çocuklarla olan sorunlarda aracı konuma geçmektedir. Fakat bu durum da, bayanını ne eşi nede çocukları tarafında sevilmeyen ve ya problemi çözemeyen konumuna getirmesine yol açmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) illere göre boşanmaların sayısı ilgi çekicidir.
Yıl Boşanma sayısı (İstanbul)
1989--------------------------------------------------------------- 4687
1990--------------------------------------------------------------- 4944
1991--------------------------------------------------------------- 5233
1992---------------------------------------------------------------- 5115
1993---------------------------------------------------------------- 5244
1994---------------------------------------------------------------- 6028
1995----------------------------------------------------------------- 5988
1996----------------------------------------------------------------- 5648
Bu rakamlarda da fark edilebileceği gibi kriz yılı 1994 de boşanmalarda büyük bir artış olmuş ve krizin etkileri daha sonraki yıllarda da etkisini sürdürmüş ve boşanmalardaki artış oranı buna bağlı olarak artmıştır.
Ancak yaptığım çalışmalara baktığımda ekonomik krizler gibi toplumu sarsan dönemler dışında, ekonomik kazançla, evlilik problemleri arasında doğru bir oran yoktur. Muhakkak ki bir evde maddi sorunların olması ilave bir sorundur ya da maddi sorun olmaması artı bir değerdir. Fakat duygusal yoğunluğun ilişkideki maddiyat ile bir bağlantısı görülmemektedir.
Eşinin çok iyi maddi imkânlarını bırakıp giden kadınlar vardır. Ya da ayrılığın getireceği maddi sorunları sırtlanıp düzenli ve maddi olarak verimli yaşantılarını terk eden erkeklerde mevcuttur. Ekonomik durumun iyiliği ancak iyi giden bir ilişkiye destek oluşturabilir.
Problemli çiftlerde ilişkinin problemleri genellikle ekonomik düzene de yansımaktadır. Bir grup problemli çift bütçe oluşturamazlar ve harcamalar konusunda hep tartışmalar yaşarlar. Hesapları birbirlerinden gizlidir ve ileriye dönük maddi planları yapamazlar ve bunu oluşturmak için de yan yana gelemezler. Bunlarda ilişkinin pek de iyi gitmediği yönünde göstergelerdir.
Maddiyat bazen ilişkiyi kurtarıcı ve götürücü yönde de yardımcı olur. Sorunların yoğun olduğu bir noktada eşe alınan bir hediye, kilidi geçici de olsa çözebilir. Ama ilişkinizin sadece hediyelerle yürümeyeceğini de düşünmek gerekir. ABD de ekonomik durumlarla ilgili ileride olabilecek problemler ortadan kaldırmak için bir takım protokoller yapılmaktadır. Ancak özet olarak şunu söylemek gerekir; Cüzdanınızı teslim konusunda güvensizlik duyduğunuz bir insanla evlenmek çok iyi bir seçenek değildir.
Diğer taraftan ilginç bir nokta da, ekonomik krizlerle birlikte evlenen insanların sayısı da artmıştır.
Yıl Evlenenlerin sayısı (İstanbul)
1989------------------------------------------------------------------------- 52060
1990------------------------------------------------------------------------- 53363
1991------------------------------------------------------------------------- 55659
1992------------------------------------------------------------------------- 55166
1993-------------------------------------------------------------------------- 55230
1994-------------------------------------------------------------------------- 59526 1995---------------------------------------------------------------------------60421
1996--------------------------------------------------------------------------- 63146
Yani burada ters bir orantının varlığı görülmektedir başka bir deyişle, ekonomik kriz artıkça evlenenlerin sayısı da artmaktadır. Belki de krizin getirdiği sorunlar insanları daha da yakınlaştırmak ve ilişkiye olan ihtiyaçlarını arttırmaktadır.
HİKÂYEMİZ
T.Z küçük bir bankanın müdürü konumuna gelmiş ve kariyerinde daha güzel adımlar bekliyordu. Eşi ve çocukları ile rahat bir hayatları vardı. Eşi ile çalışırken tanışmışlardı. Eşi de tutumlu, ev idaresinde anlayan ve sorunsuz bir hanımdı. Yıllarca çalışmış ama çocuklarına daha iyi bakabilmek için işinden ayrılmıştı. Aradan yıllar geçmesine rağmen halen zaman zaman eski arkadaşları vasıtasıyla iş teklifleri alıyordu. Ancak onun için kazanacağı paranın miktarından çok yaşamındaki huzur ve çocuklarını iyi yetiştirmesi daha önemliydi.
T.Z iyi bir babaydı ancak geçmişte de çok risk alan bir yapısı mevcuttu. Bir keresinde durduk yere kumar oynamış ve evde kaygı uyandıracak miktarda para kaybetmişti. Eşi de hayretler içinde kalmış ancak yine de berberce olay fark edilmeden ödeyip kurtulmuşlardı.
T.Z bankacılıkta daha iyi bir kariyer planlıyordu. İyi bir ücretle başka bir bankaya geçmiş ve mali durumları daha da iyi bir noktaya gelmişti. T.Z’ nin eli açık, eş, dost ve yakınlarından yardımını esirgemez ve her fırsatta desteğini sunardı. Çalışanlarına karşı da öyleydi. Çalışanlarına çok iyi davranır ve bütün sorunları ile yakından ilgilenir ve onlara destek verirdi. Bu nedenle çok sevilen biriydi. Eşi de onun bu insani tarafından çok hoşlanırdı.
Artık T.Z için bir üst kademe çok da uzak değildi ve o da bunun heyecanı içindeydi. Büyük bir şehirdeki şubesinin performansı iyiydi. Onu aynı şehirde daha başarılı bir şubeye tayin ettiler. T.Z diğer şubede bıraktığı yerden bu işe de canla başla sarıldı ve performansını daha da arttırmaya çalıştı. Hızla X veriyor ancak personeline güvenip bazı imzaları ve işlemleri sonra yapabilir diye eksik kalmasına izin veriyordu. Bu arada eşi ve çocuklarıyla güzel bir sosyal yaşam yaşıyorlardı. Eşi ve çocukları yıllarca çalışma ve emeğinin karşılığı olarak kazandıklarının keyfini artık daha çok yaşıyorlardı. Onlar etraflılarında imrenilen hatta bazıları tarafından kıskanılan bir çiftlerdi.
T.Z bankada personeline güven aşılamayı ve bunun çalışmanın esası olarak algılayan bir insandı. Çalışanlarına iş sorumluluğu verir ve onlara güvenirdi. Ama şubede bazı memurlarının T.Z’ nin onlara güvenerek sonra yapılır diye bıraktığı işlemleri kullanarak bir çıkar ilişkisi ağı oluşturduklarını fark edemedi. Bir kredinin ödenmemesi durumunu biraz olsun fark edince kariyerine zarar gelmemesi için açığı kendi parası ile kapamaya çalışmıştı.
Ama her taraftan yeni bir açık ortaya çıkıyordu. Kafası karmakarışık bir hale geldi. Parası da bitmişti ve eşiyle de bu durumu paylaşmak istemedi çünkü onların huzurunu bozmak istemiyordu. Bazı memurlarının sorumluluklarını onun üzerine profesyonelce attığı oyunun ortasında geldi. Kredi kartlarından para çekmeye başladı ama bir dönem sonra onlarda bitti. Açıklar fark edilince şubesine müfettişler geldi. T.Z artık olup bitenleri eşine anlatmaya karar verdi. Eşi büyük bir şok ve sıkıntı içine girdi ama yapılabilir diye beraberce sırt sırta verdiler. T.Z kredi kartlarından para çektiğini söylemedi. Eşinin onlara içinde üzülmesini istemiyordu. Müfettişler olayı gördüler ancak tüm suçu T.Z’de bulup onun görev yerini değiştirdiler.
T.Z eşine biraz borçları olduğunu söyledi. Eşi de eş, dost ve yakınlarından para buldu ve eşinin borlarını ödedi ama kredi kartlarının borçlarından hiç haberi yoktu. Bir gün tesadüfen eşinin ekstreyi yırtması ile bir kart borcu ortaya çıktı. Faizlerle hızla büyümüştü. Eşi bir yandan borçlarını nasıl ödeyeceklerinin sıkıntısını ile yaşarken eşinin ona bunları söylememesi ona karşı olan güvenini sarsmıştı. Zaten bütün bu sıkıntılara onun bazı şeyleri eşiyle paylaşmaması yüzünden olmuştu. Güveni hırpalanıyordu. Eşine başka borcu olmadığına dair yemin ettirdi ama birkaç ay sonra faizlerle şişmiş kredi kartı borçları geldi. Her seferinde son deniliyor ama sürekli yeni kredi kartı borçları geliyordu. Maddi olarak ta sıfıra inmişlerdi.
T.Z’nin eşi ondan soğumuştu. Artık uzun yıllar sonra evliliğinin geçmişinin verdiği bağ ile ona bağlıydı. Ondan ciddi olarak boşanmayı düşünüyordu. Eşi onu ve çocuklarını hiçte hak etmedikleri sıkıntılara sokmuştu. Bu anlamda ona acıyordu. Artık sevgisinin yerini acıma duygusu almıştı. T.Z’nin bir borcu daha çıktı ve onu kapatabilmek içinde bir müşterisinden borç aldığı ve onu da ödeyemediğinden yine şubesine müfettişler geldi. İşten atıldı. Bunun sonucunda eşi iş aramaya başladı, bulur bulmaz da evden taşınıp çocukları ile daha huzurlu bir hayat planlıyordu.
|