Evlilik kurum olarak en çok baskı altında kalan yapılardır. Bunun en büyük nedeni de yoğun ekonomik ve iş sorunlarının ve yarışmacı bir hayatın getirdikleridir. Özellikle büyük şehirlerdeki zor koşullar evliliğin ve ilişkilerin üzerine ciddi sorunlar yüklemektedir. Eğer destek alamazsa birçok evlilik, sorunlar karşısında önemli yıpranmalar yaşayacaktır. Her yıpranmada bir sonraki soruna karşı ilişkinin direncini azaltacaktır. Duygusal olarak da çiftin birbirine karşı duygusunu köreltebilir. Bunun yanı sıra bireylerde yaşam stresinin etkisi altında duygusal olarak “hissizleşmektedirler”.
Tüm bunlar doğal olarak boşanma sayısında artışa neden olmaktadır. Her 5-10 yılda bir gelen ekonomik krizlerde, o dönemdeki boşanmaları arttıracaktır. İleriki yıllarda boşanmalar azalırsa bu aslında tam da sevindirici olmayabilir. Çünkü eğer çiftler evlenmez ve beraber yaşama artarsa, doğal olarak evliliği seçen çiftler daha güçlü ilişkileri olan ve boşanma riski daha düşük çiftler olduğundan evlenenler arasında boşanma azalacaktır. Yakın gelecekte evlilik öncesi tanışma ve beraber olanlar, evlenmek için daha uzun süreler bekleme eğilimine girebilirler. Bu da özellikle eğitimli çalışan kadın grubunda evliliklerin 30’lu yaşlara doğru kaymasına neden olacaktır. 30’lu yaşlarda sosyal güvencesi olan kadın da ilişkisinde zor bir dönem oluşursa daha çabuk boşanabilir.
İleriki yılarda en büyük tehlike sosyal güvencesi olup evlenmeyen bireylerin sayısındaki artış olacaktır. Bu evlenmeyen gurup, özellikle onları evliliğe teşvik eden bir çevreleri yoksa evlenemeyecek ya da evlenmek istemeyebileceklerdir. Özellikle eğitimli ve sosyal güvencesi olan bireyler 30’lu yaşları girdikten sonra evlenme isteğinden uzaklaşabilecekler ya da evlenip daha çabuk ayrılabileceklerdir. Kadınlara ayrıldıkları zaman devlet sosyal yardımı getiren bir kanunun olması da az eğitimli ve çocuklu grupta boşanmaları hızla arttırabilecektir. Böyle bir sosyal yardım kanunu sonrası tek anneli aileler sayısında hızlı bir artış olacaktır. Ayrıca çocuğunu ayrıldıktan sonra erkeğe bırakan anne sayısında da artış görülebilecektir.
|