Kişilik basit bir kelime gibi görünmesine rağmen kendimizi bir bütün olarak tek kelimede tanımlayan en geniş anlama sahiptir. Tek kelimede bir kişiyi bu kadar bütün tanımlayan hiçbir kelime bulamazsınız.
Kişilik dediğimiz yapı “HUY” denilen kalıtsal biyolojik yapı üzerine, çevrenin etkisiyle şekillenen “KARAKTER” in bileşkesidir. Böylece aileden gelen “HUY” larla çevreden gelen etkilerle oluşan “KARAKTER” birleşir ve bizim kişiliğimizi oluşturur.
Kişilik bizleri gerek işimizde gerekse ilişkilerimizde hem başarılı hem de başarısız yapan en önemli parçadır. Uyumlu, çalışkan, işine özen gösteren, vicdani değerleri yüksek, olumlu ve sosyal bireyler başarılı olurken, bunun aksi ögeleri içinde taşıyan bireylerde yaşamda kendilerine sunulan fırsatları tepe tepe ve boza boza kendilerini sıkışmış hissetmektedirler.
Kişiliğimizin ana yapısı huylarımızdan oluşur. Kalıtsal olarak gelen çekingenlik, canlılık, sinirlilik, boş vermişlik, düzenlilik gibi farklı kişilerdeki farklı özellikler, bireylerin değiştirmekte çok zorlandığı yada sadece belli bir düzeye kadar değiştirebildiği ögelerdir.
Zamanla ve yaşla değişime uğrasa bile ana özellikler kalır.
” Can çıkar Huy çıkmaz” atasözümüzde bu kalıtsal yapının ömrümüzün sonuna kadar bizle olduğunu söylemektedir.
Kişiliğin gelişimi üzerindeki en büyük etki , özellikle çocukluk çağında yetiştiğimiz çevreden gelir. Sevgi dolu, güvenli, parçalanmamış ailelerden gelen ve girişken olmaya yönlendirilmiş bireyler daha özgüveni yüksek, duygusal ve mutlu olmaktadır. Halbuki çatışmacı, duygusal olarak parçalanmış, sürekli eleştirilen yada aşırı koruyucu ailelerden gelen bireyler daha ezik ve huzursuz olmaktadır. Şiddetin ve ahlak sorunlarının olduğu ailelerden gelen bireyler de şiddet ve suça eğilimli olmaktadırlar.
Onun için çocuklarınızın arkadaşları şiddet ve suça eğilimli ve de ahlak problemleri olan bireyler ise , ister istemez çocuğunuzda da özellikle ergenlik çağında karakter değişimi olacaktır.
Facebook daki davranışımız bile aslında kişiliğimizin aynasıdır. Örneğin;
1-Dışa dönük kişilik özellikleri olanlar; Daha çok facebook arkadaşı ve facebook grupları ile bağlantılı olmaktadırlar. Daha çok iletişime geçmektedirler.
2- Nevrotik kişilik özellikleri olanlar; Özel kişisel bilgilerini gereğinden fazla facebook da paylaşmaktadır. Daha fazla olumsuzluk, kaygı ve kızgınlıklarını paylaşmaktadırlar. Böylece etraftan kendi açılarından haklılıkları için destek almak istemektedirler. Daha az samimi arkadaşları olmaktadır.
3-Uyumlu ve açık olanlar ; Facebook da daha çok fonksiyonları kullanmakta ve arkadaş sayıları fazla olmaktadır. Daha çok facebook arkadaşlarına güvenmektedirler
4- Tutucu olanlar; Facebook u daha az kullanmaktadır. Daha az like yapmakta ancak daha çok resim yüklemektedirler.
Kişilik hepimizin kendimizde görmemiz gereken bir ruhsal görünümdür. Nasıl her sabah dışarı çıkarken kendimize bir çeki düzen veriyorsak , etraf ve kendimiz için olumsuz taraflarımıza da çeki düzen vermek zorundayız. Ancak bu çeki düzen verme sadece karşımızdakine kendimiz gibi olmayan bir iyiyi sunmak değildir. Kendimizdeki olumluları arttırırken olumsuzlukları saklamak değil kontrol altına almaktır.
Kişiliğimizi saklayarak başkasını kandırmak, estetik cerrahın etkisi ile yüzünü gençleştiren bir yaşlının aslında genç olmadığının yakınlaştıkça fark edilmesi gibidir. Kendi kişiliği ile samimi olmak , onun olumsuz taraflarını değiştirmenin en doğru yoludur.
|