Borderline yada Sınır Kişilik Bozukluğu ( Duygusal Karmaşık yada Stabil Olmayan )tanısı gittikçe artıyor.
İngiltere’de bu tanıyı özellikle sıkıntılı ve çocuk gelişimine güvenli bir ortam sunamayan ailelerde yetişen
bireylerde görüyoruz.
Artık büyük şehirlerin aile hayatına düşman gelişimi ve geleneksel düzenli ve güvenli aile yapısının yıllar
içinde, donanımı düşük profili yüksek ünlüler tarafından modası geçmiş ilan edilmesi de yıllar içinde problemi
arttırdı.
Bu karmaşalar içinde parçalanan ve sorunlarla boğuşan ailelerden çıkan gençlerin daha sorunlu olmaları
zaten beklenen bir sonuçtu. Bugün cezaevi kayıtlarına baktığınızda içerdekilerin sorunlu ailelerden geldiklerini
görürsünüz.
Maalesef toplumun bozduğu kişi Psikiyatristlere Kişilik Bozukluğu tanısı ile devredildi ve tedavi edilmesi
istendi. Suça karışanlar ise Adalet Sistemine bırakıldı. Arada kalanlar ise Allah’ a emanet , sorunlarını
anlamadan ömürlerini çatışma ve boğuşmalarla geçirecek.
Zaten sınır yada borderline kişilik bozukluğunun terapisine bakarsanız , aslında temelde kendilerini anlamak
ve aile ortamının sunduğu gibi güvenli terapi ortamlarında bu sorunlarını aşmalarını sağlama esasları
hakimdir. Yani kısaca eskiden aile içinde sağlanamayan güven ve duygu kontrolünün, konuyu bilen
terapistlerce sağlanması. Sağlık sistemimizde özgün olarak Sınır veya diğer kişilik bozuklukları ile uğraşan kaç
klinik var , bilen yazsın. Sorunlar iyice ayyuka çıktıktan sonra eminim terapi ortamları oluşturulacaktır ancak
niye hep gecikir ve öngörülüp engellenemez yada en aza indirgenemez.
Tabi ki kişilik de genlerimiz etkisiyle oluşup sonrada eğitildiğimiz ve öğrenim aldığımız ortamda şekillenen bir
yapıdır. Ancak en güzel çiçeğin tohumu bile kötü toprak ve olumsuz iklim koşullarında iyi yetişmeyecektir.
|