Aşkta kadınlar profesyonel, erkekler ise amatördür.
François Truffaut
Hepimizin belli kişilik özellikleri vardır. Bu özelliklere göre de toplumda daha çok sevilir ya da sevilmeyiz. Kişilik özelliklerimize göre saygı görür ya da dışlanırız. Tabii kişilik gelişimimiz aile, eğitim ve genlerimizin sosyal çevre ile etkileşiminden doğmaktadır. Çocukluk çağında bile temperament dediğimiz çocuğun bir ölçüde kişiliği, büyüyen yaşlarda ve ergenlerde yavaş yavaş bu günkü yapının ön bulgularını vermektedir. Ancak esas yapılanma için 18 yaş sonrasını izlemek gerekmektedir. Ancak ‘görünen köy kılavuz istemez’ örneğinde olduğu gibi 18 yaş öncesinde de çok sorunlu kişilik özellikleri kendini göstermektedir.
Hepimizin kişilik özellikleri vardır. Ancak bazılarının kişilik-bozuklukları, rahatsızlıkları söz konusudur. Kişilik bozuklukları özellikle ilişkileri çok etkiler ve sorunlara yol açar. Bu kişilik özelliklerini ve problemleri uluslararası tanımlama kriteri olan DSM’ye göre sınıflarsak bunlarda oluşabilecek ilişki –iletişim problemlerini de görebiliriz.
1-PARANOİD KİŞİLER: Yeterli bir sebep olmadan, başkaları tarafından sömürüldüklerinden ve aldatıldıklarından kuşkulanırlar. Dost ve arkadaşlarının ona olan bağlılığından şüphelenir, sürekli olarak kin besler ve genel olarak ortaya konan birçok şeyi kişiliğine saldırı olarak algılarlar.
Elbette ki bu kişiliğe sahip olanlar ilişkilerini bozarlar. Çünkü sürekli olarak güvensizdirler. Çabuk alınırlar ve eşinin aldatması gibi bir sorun olmasa da ‘onun her an aldatabileceği potansiyelini’ abartarak sürekli şüphelenir. Onun ötesinde, eşinin ailesinin gerçek temeli olmadan onu sevmediğini, evliliğini bozmak istediğini düşünür ve bu içerikte eşiyle de tartışmalara girerler.
Kendi iç dünyalarındaki yaygın güvensizlik nedeniyle, dünyayı kendileri içinde zor yaşanan bir ortam haline getirirler.
2-ŞİZOİD: Yakın ilişkilere girmeyen, tek başına olmayı seven, sosyal etkinliklerde zevk almayan, donuk ve soğukturlar. Birinci derecede olan tanıdıkları dışında pek tanıdıkları yoktur. Aşırı içe kapanıktırlar. Bu grup çok kolay ilişkiye giremediği ya da ilişkileri tercih etmediği için kendi başlarına bir ilişki oluşturmaları çok zordur. Ama dıştan bakıldığında sessiz ve evine kapalı tarafı, bir grubun ilgisini çekip görücü usulü ile evlenebilirler.
Ancak evlendikleri zaman duygusal iletişime çok girmedikleri ve cinsel isteksizlikleri nedeniyle eşleri ile sorunlar yaşamaya başlarlar. Duygusal donuklukları nedeniyle de genel de dışlanabilirler.
3-ANTİ-SOSYAL KİŞİLİK (psikopati) : Başkalarının hakkına saygı göstermezler. Sık sık yalan söylerler, sorumluluk almazlar ya da başkalarına zarar veren davranış ve işlerinde pişmanlık ya da huzursuzluk duymazlar. Tekrarlayıcı dövüş ve tartışmalara girerler. Başkalarını kullanma eğilimindedirler. Vicdani tarafları gelişmemiştir. Vicdani tarafları varmış gibi yaparak da diğerlerini yanıltma eğilimlerine girerler. Eninde sonunda toplum ve kanunlarla başları belaya girer.
Bu özellikleri bilen bir insanın, bu özelliklere sahip olan bir insanla evlenmeyeceğini düşünürsünüz. Ancak anti-sosyal kişilik özelliklerine sahip olan bireyler kendi olumsuz taraflarını saklar ve çıkarları için karşısındakine aldatıcı bir tablo çizerler. Kullanıp kalplerini kırdıkları ya da üzdükleri insana karşı hiçbir vicdani yük taşımazlar. Tehlikeli bir gruptur. O an düşündüğü neyse sorgulamadan bu düşünceye inanır ve karşısındakinin duyguları ya da göreceği zarar onu hiç ilgilendirmez.
Karşısındakini ilişkiye çekebilmek için, karşısındakinin nasıl bir insandan hoşlanacağını düşünerek, kendini ona göre şekillendirir ve karşısındakini yanıltır. Evlendikleri zaman eşlerinin zamanını, duygularını, bedenini, parasını ve her şeyini kullanabilecekleri kadar kullanırlar. Kullanamayacakları bir noktaya geldiğinde de terk ederler. Aile ve çocuklarına karşı pek sorumlulukları yoktur.
4-SINIR KİŞİLİK: Terk edilmeye dayanamazlar. İlişkilerine çabuk ısınır ve yakınlaşırlar. Çabuk kopar ve uzaklaşırlar. Kendilerine zarar verme olasılıkları yüksektir. İntihar tehditleri ve girişimleri sık olur. Çok dalgalı duygusal yapıları vardır. Gün içinde değişirler. Sürekli olarak bir boşluk ve sıkıntı hisleri vardır ve ne olursa olsun mutlu olmazlar. Kızgınlıklarını da kontrol etmede zorluk çekerler.
Sınır kişilikleri olanların karar değişiklikleri karşısındaki insan için hep zorluk yaratır. Bu gruptakinin eşi oldukça anlayışlı ve destekçi ise zaman içinde problemlerini daha kabul edilebilir bir düzeye getirirler. Ancak önemli bir bölümü oldukça çatışmalı ve kaotik bir yaşam içinde kaybolurlar.
Aile desteği olmayan, kızgınlıkları yüksek, eğitim açısında da dezavantajları olan bu grup zaman içinde kendini hiçte görmek istemediği durum ve şartlarda bulabilir.
5- HİSTRİYONİK KİŞİLİK: Hep ilgi odağı olmak isteyeni, giyimleri, takıları çok dikkat çekici, cinsel açıdan başta çıkarıcı, aşırı gösteriş meraklısı, ilişkilerde hep daha fazla yakınlık bekleyen gruptur.
Zor insanlardır ve aşırı çekici giyimleri sorun yaratabilir. Kullandıkları renkler göze çarpıcıdır. Derinlemesine, güven dolu, uzun süreli ilişkileri çok kolay kuramazlar. Cinsel olarak baştan çıkarıcı olmalarına rağmen çoğunun cinsel soğukluk problemleri vardır. Bu da evliliğe ek bir problem olarak ilave olur. Birçok erkek için baştan çok çekici olan bu kadınlar, problemler ortaya çıkmaya başlayınca tersine bir durum alırlar.
6-NARSİSTİK KİŞİLİKLER: Kendisinin herkesten daha üstün olduğunu düşünür. Özel ve eşi bulunmaz bir insan oldukları kanısı vardır. Ancak toplumun üst tabakaları tarafından anlaşılabileceklerini düşünürler. Kişiler arası ilişkileri kendi çıkarları için kullanırlar. Amaçlarına ulaşmak için başkalarının zayıf noktalarını kullanırlar. Çoğu zaman başkalarını kıskanırlar ya da başkalarının kendilerini kıskandıklarını zannederler. Kendini beğenmiş ve küstah davranış ya da tutum sergilerler.
Narsistler, histrionik ve sınır kişilikler gibi gruplar günlük yaşamda göze çarpan gruptur. İş yerimizde kendini beğenen, başkalarının duygularına önem vermeyen, her şeyi kendine çevirmek isteyen kıskanç bireylerdir ve bu özelliklerin yoğunluğu arttıkça da sorun yaratma ve yaşatma olasılıkları da artar. İlişkilerinde de aynı içeriktedirler. Uzun süreli olarak kendilerini pohpohlayan ilişkilerinde bile doyuma ulaşamazlar ve başka ilişkilerle duygularını doyurmaya çalışırlar. Narsist, histrionik ve sınır kişilik grubu evlilik dışı ilişkiler geliştirme açısından daha yüksek riske sahiptirler.
6-ÇEKİNGEN KİŞİLİKLER: Eleştirilecek ya da beğenilmeyecekler diye ilişkilerden kaçınırlar. Sevildiklerinden çok emin olmadıkça ilişkiye girmezler. Mahcup olma korkusu onları ilişkilerinde tutuk yapar. Hep aynı ilişkiler içinde kapalı kalır, onun dışına çıkmazlar. Toplum önünde ise çok daha tutukturlar.
Çekingen insanların zararı toplumdan çok kendilerinedir. Toplum içinde çekingen ya da içine kapalı olarak adlandırılırlar. Zor ilişki kurarlar ve görücü ya da tanıştırılma usulü evlilikleri daha olasıdır. Evlenince de toplum içinde, girişken olmaları gerektiği yerde pasif kaldıkları için sorunlar yaşar ve bu konuda eleştiri alırlar. Pasifliklerinden ve çekingenliklerinden dolayı haksız eleştirilere karşı kendilerini koruyamazlar. Herkese karşı aşırı iyi olarak ilişkilerini düzenleme yoluna giderler. Ancak buda kendileri için iyi değildir.
7 - BAĞIMLI KİŞİLİKLER: Başkalarının desteği olmadan karar almaktan zorlanırlar. Tek başına sorumluluk almak bu grup için çok zordur. Her yaptıkları işte destek ararlar. Tek başına bırakılacakları konusunda korkuları vardır. Bağımlı kişiler bağlandıkları ilişkiye şiddetle tutunurlar ve kendi bireyselliklerini oluşturamazlar. Evlendiklerinde anne ve babalarından kopamadıkları için eşleri ile problem yaşarlar. Kendi kendilerine karar veremedikleri için hep kolayca başkalarının etkisi altında kalırlar ve bu da evlilik içi çatışmalara neden olabilir.
Bağımlı kişiliklerin en büyük özelliği bağlandıkları ilişki kötü olsa da, bitirmeleri gerekse de, ilişkilerinde ayrılamamalarıdır. İlişkide terk edilen taraf olurlarsa ya da ayrılırlarsa, bundan çok yoğun olarak etkilenirler ve hemen başka bir ilişkiye hızla girerek (sağlıksız da olsa) bu sıkıntılarını yenmeye çalışırlar.
8-OBSESİF-KOMPULSİF KİŞİLİK: Aşırı ayrıntıcı ve kuralcıdırlar. Ayrıntılar ve kurallar yüzünden yaptıkları işleri zararla bitirirler. Ahlaki ve doğruluk yanları çok gelişmiştir. Başkalarının yaptıkları işten emin olmazlar ve her şeyi kendisi yapmaya çalışırlar. Cimri ve çalışkandırlar. Katıdırlar ve inatçılıkları göze çarpar. Düzenli ve planlı olan obsesifler hep kendi istedikleri yönde bir şeylerin olmasını istedikleri için, katılıkları ve inatçılıkları yüzünden hep tartışma ortamı yaratırlar. Duygularını ifade etmeleri daha sınırlıdır ve bu yüzden duygusal ilişkilerinden çok yoğunlaşamazlar. İyi ama çok zor insanlardır.
HANGİ KİŞİLİKLER EN RİSKLİ VE KARIŞIK KİŞİLİKLERDİR?
Şöyle düşünebiliriz: Bu kişiliklerden hangileri evlilikte sorun oluşturma riski daha çok diye düşünülürse ilk akla gelen, yüksek riskli grup anti-sosyal ve sınır kişiliklerdir. Bu iki grup diğer gruptan, risk katsayısı olarak çok daha ön plandadır.
Bunları biraz geriden de olsa narsistik, histrionik ve obsesifler takip eder. Diğer kişilikler bunların daha gerilerinde yer alırlar. Birçok insanda daha önce detaylarını verdiğimiz kişilik özelliklerinden parçacıklar vardır. Doğal olarak bunlardan bir iki tanesi daha ön planda olarak kişiliğimizi belirler.
Burada mükemmel insanı bulma olasılığının az olduğunu düşünürsek, karşımıza çıkan çoğu insanda bazı olumsuz özellikler olabilecektir. Ancak bu özellikler çok ön planda ve ilişkiyi bozacak düzeyde ise o zaman çok dikkatle düşünülmesi gereken noktalar var demektir.
|