Her insanın kendinden hoşnut olarak egosunu ve kendini ayakta tutan bir yanı vardır. Ancak bir grup insan
bu kendinden hoşnutluğu , kendini abartarak veya başkalarını küçülterek yapmaya çalışır. O zamanda etrafı
ile sıkıntılar yaşamaya başlar.
Her insan bir değerdir ve bu kişilik değerleri bir çok özelliğin yan yana gelmesi ile oluşur. Diğerleri bu
değerlere toplumsal ezberlerin etkisi ile de daha az yada çok önem verebilir. Örneğin ahlak, eğitimli ve
kültürlü olma, saygıdeğer bir işe sahip olma, ekonomik zenginlik , iyi bir aileden gelme , kendini yetiştirme ,
saygılı olma, yardımseverlik, iyi insan ögeleri, güvenilir olma , aile değerlerine bağlılık , namus ve bunun gibi
bir çok değer yan yana gelince kişiyi toplum gözünde daha değerli hale getirmektedir.
Ancak bu toplumun önem verdiği değerlerin oluşması için de kişinin yaşam boyu bunları yapmaya emek
vermesi ve kendini geliştirmesi gerekir. Verilen bu çabayla ve yaşamın getirdiği fırsat ve eksikliklere rağmen
bireyler , emekle ve süreklilikle kendilerini saygıdeğer ve değerli hale getirirler.
Ancak, yaşamda önüne gelen fırsatları kötü kullanan , bencilliği ile ilişkilerini bozan , yaşama emek vermeyen,
kendini değil başkalarını zora koşan bireyler ise toplumsal açıdan değerli olma fırsatlarını kaçırırlar.
Oluşturulması yıllar gereken bu değerleri kısa sürede oluşturmak da mümkün değildir. Bir ağacın büyümesi
gibi hiçbir ağaç emeksiz ve kendi kendine kısa sürede büyük bir ağaç haline gelmez.
İşte kendinde toplumun değer verdiği zenginlikleri oluşturamayan bireyler yaşanan gerçek içinde değil kendi
hayal ettikleri dünyada , kendilerini farklı görüp farklı göstermeye çalışırlar. Kendi eksikliklerine hep bahane
bulur yada bu eksikliklerin önemli olmadığını başkalarına ikna etmeye çalışırlar.
Bir kısmı sahip olmadıkları toplumsal değerleri basite indirgemek için “ her şey para ile oluyor gerisi bahane “
kavramı ile eksikliklerini örterler. Kendilerine yapılan eleştirilere göz ve kulakları kapalı ancak kendilerini
yücelten iç ses ve fantezilerine sonuna kadar açıktırlar. Artık kendi hayallerinde yarattıkları kendileri ile o
kadar yaşamaya başlarlar ki etrafın tepkileri onlar için önemsiz hale gelir. Gerçekte etrafın gördüğü kendileri
ile kendi kendilerine yarattıkları hayali kendileri arasındaki uçurum iyi ve samimi ilişkiler için köprü
kurmalarına engel olur.
Kendi gerçek benliklerinden memnun olmadıkları ve onu sevmedikleri için hayali bir benlik yaratırlar.
Karşılarındaki insanlar ise onlardaki gerçeği ararken onların sunduğu hayallerin içinde kaybolurlar.
KENDİNİ OLDUĞUNDAN ÇOK BÜYÜK GÖREN BİREYLERİN ÖZELLİKLERİ
1- Kendi eksiğini değil başkasınınkini görür
2- Kendini eleştirmez eleştirilmesine kulak kapar
3- Başkalarının yapamadıklarından memnun olur
4- Böylece kendi eksikliklerinin sıkıntısı rahatlar
5- Kendine verdiği değer abartısı onu tanıyanlara komik gelir
6- Eksikliklerini hayali fazlalarla doldurmaya çalışır
7- Başkasını görmez dünyada tek ve eşi bulunmaz kendisini görür
8- İstediği hayali ve abartılı değeri alamayınca öfkelenir
9- Hayalini pohpohlayanı sever gerçeği fark ettirene kızar
10- Son nefesine kadar hayallerinde yarattığı insan gibi yaşar, kendi gerçeğinden nefret eder
|