Psikiyatride normal en sık olandır. Ancak normal kimdir. Bunu tarif etmek zordur. Toplumun en az % 20 sinin
psikiyatrik tedavi gördüğü için maalesef bazen yakınlarınca rahatsız yada hasta denmesi aslında onları
anormal yapmaz. Çünkü geri kalan ve kendini normal diye tanımlayacak grup içinde sorun yaşayan ve
özellikle sorun yaşatan sayısı tedavi görenden kat kat fazladır.
Tedavi yada terapötik bir yaklaşımı kabul etmeyen hatta reddeden ama kendi ve çevresinin hayatını ciddi
olarak bozan insan sayısını sadece etrafımıza bakıp kolayca görebiliriz. Normalin tarifindeki en büyük sorun
herkesin kendini normal görmesidir. Hepimiz kendimize göre normaliz .Ancak başkalarına göre neyiz ?
Sadece başkalarına göre normal yada anormal kavramı da tam doğru yanıtı bulmamıza engel olur. Çünkü
kültürel ve sosyal faktörler farklı yargıları oluştururlar. Eski Sovyetler Birliğinde rejime uygun düşünmediği için
anormal addedilip akıl hastanesine kapatılanlar şimdi normaller.
Aslında görüşüm bireyler ve toplumlar arasındaki zıtlaşma en aza indiği zaman ve bir yakınlaşma ve orta yol
bulma arttığı sürece , normal ve anormal kavramları birbirine çok yaklaşır. Sadece çok uç ve kimsenin kabul
edemeyeceği ve zarar veren durumlar anormal olarak değerlendirilmeye başlar. Aslında anormallik kavramını
zarar verme derecesi ile de beraber düşünmek gerekir. Kendine ve başkasına kasıtlı olarak veya
düşünmeden zarar veren normallikten uzaklaşır. Zararın derecesi de önemlidir. Kabul edilebilir zarar da
normallik içinde kabul edilir.
Psikiyatride de rahatsızlıklar artık kabul gördükçe günlük hayatın bir parçası ve normal olarak kabul edilmeye
başlamıştır. Bir – iki yüzyıl önce ise durum çok farklıydı. Psikiyatrik tedavilerdeki gelişmeler bugün geçmişin
anormal dediği bireyleri normal hale getirmiştir. Ancak sorun halen kendilerini toplumsal ve kültürel olarak
normal içinde düşünüp başkalarına ruhen ve fiziksel olarak ciddi zarar veren bireylerin tanımlanamamasıdır.
|