Para günümüzün en büyük değerlerinden birisi haline getirilmiştir. Gazetelerin gittikçe artan sayıda ekonomi
sayfalarında, televizyon ve internet ve hatta politikacıların konuşmalarında finans ve paranın olmadığı gün
neredeyse yok gibidir. Günlük hayatımıza o kadar işlenmiştir ki zaman zaman toplumsal değerler olan ahlak,
saygınlık, kanun vs. gibi temel değerlerle de yarışmaktadır.
Para birçok değerin basite indirgenip bir iletişim aracı haline getirilmiş şeklidir. Değeri de kişiden kişiye
değişmektedir. Yani kimisi için değersiz kimisi içinse hayatının tek ve en önemli güven kaynağıdır. Kazanılan
para ile harcanan arasında, yaşamı ve ilişkileri bozmayan bir dengenin olması gerekir. Bu dengenin ciddi
olarak bozulduğu durumlardan birisi de cimriliktir.
Özellikle çocukluk geçmişi maddi olarak çok zor geçmiş nesiller para konusunda daha tutucudur. Ülkemizde 2
nesil öncesi yamalı elbiseler giyilirdi. Bugün ise yamalı pantolonla işe gelen birisine ya fakir yada cimri
damgası vurulur. Ancak yamalı pantolon olmasa bile günümüzde de para harcamamayı hastalık düzeyine
getiren ve maddi kazancının çok çok azını harcayan bireylerde vardır.
CİMRİLİK HASTALIĞI
1- Cimrilik çocukluk çağı çok fakir ve güvensiz ve sevgisiz geçmiş bireylerde görülür. Bundan dolayı ana
noktaları “ ya birgün ihtiyaç olursa “ duygusudur.
2- Her şeyin en ucuzunu alırlar ve paraları olmasına rağmen yaşam kaliteleri çok aşağıdadır.
3- Paraya hastalık düzeyinde takıntıları nedeniyle ilişkileri bozulur. Tanışmak için çıktıkları bir bayandan
kafede içtikleri çay hesabının yarısını talep edebilir yada sevgililerini maddi durumların çok aşağısındaki
yerlere götürürler. Eş ve çocuklarının kendilerinden para talep etmelerini sanki kan bağışlayacaklarmış gibi
görürler.
4- Para harcamamak için doktora , ilaca, diş hekimine gitmezler. Parasız hizmetleri tercih ederler. Sırf ucuz
diye otomobilleri olmasına rağmen değeri düşmesin yada masraf yaratmasın diye kullanmayıp en ucuz toplu
taşımayı kullanırlar. Parayı eksik verme eğilimine girerler. Telefonda çağrı bırakıp aranmayı beklerler. Hesabı
başkalarına ödetmeye çalışırlar.
5- Parayı eğer daha çok para kazanacaklar ise çok harcayabilirler. Paranın geri gelmeyeceği durumlarda
acı çekerler.
6- Para kaybedecekleri korkusu ile riskli diye düşündükleri yatırımlara girmezler.
7- Paradan güven aldıkları için bunu bir güç olarak etrafına yansıtır ve etrafındakileri para gücü ile kontrol
ederler. Paranın çekiciliği ile etraftan aldıkları değer duygusu ile duygusal eksikliklerini tamamlarlar.
8- Yaşamlarını son gününe kadar parada zengin hayatta fakir geçirirler.
|