Günümüzde hızla artan kanser vakaları herkesi tedirgin etmektedir. Sağlık Bakanlığı Sağlık İstatistikleri Yıllığı ,
erkek ve kadında değişik kanser türlerinin son 10 yılda ortalama % 50- % 300 oranında arttığını
göstermektedir. Bu korkunç artışın nedenlerinden sigara gibi bilinenler dışında bilinmeyenlerin tespiti de
önlem açısından önemlidir.
Psikiyatrik rahatsızlıklarla kanser arasındaki ilişki ise çok az araştırılan bir alandır. Bu alanda geniş kapsamlı
çalışmaların olmaması , bu konuda bir çıkarsama yapılamayacağı anlamına gelmemektedir. Çünkü zamanla
gelen veriler iyi incelenirse doğruya yakın sonuçlarda ortaya çıkartılabilir. Şimdiye kadar yapılan çalışmalar
sıkıntı ile kanser arasında çok az yada yok bağlantıyı ortaya çıkartmaktadır. Ancak özellikle meme kanseri ile
sıkıntılar arasında bir bağlantı olabileceğine ilişkin verilerde vardır.
Anderson Cancer Center ve Iowa Üniveristesinden (Amerika Birleşik Devletleri) araştırmacı Myrthala Moreno-
Smith ve Susan K Lutgendorf bir gözden geçirme yazılarında stres, yaşamda desteğin olmaması ve
depresyonun , kanserde ölümü oluşturan metastazların (yayılmanın) oluşumunda rolü olabildiğini de
irdelemektedirler.
Son yıllarda bağışıklık sistemini güçlendiren ilaçlarla kanser tedavisi (immünoterapi) de , bize kanser ile
depresyon gibi bağışıklık sistemini bozan psikiyatrik rahatsızlıklar arasındaki bağlantıyı hatırlatabilir. Sonuçta
vücutta oluşan her türlü olumsuzluk vücudun kendi savunma sistemi tarafından giderildiği sürece
hastalıklarda ortaya çıkmayacaktır. Ancak vücudun fiziksel bağışıklık sistemi gibi ruhsal savunma sistemleri de
çökerse o zaman her türlü hastalığa da kapı açılmaktadır.
Mutluluk , iyi evlilik ve yaşamdan zevk alma gibi kavramlar kişinin ruhsal savunma sistemlerini
güçlendirmekte ve ruhsal sorunlara itilmesine engel olabilmektedir. Psikiyatrik rahatsızlıkların oluştuğu
durumlarda bile iyi çalışma ortamları, destek ilişkiler ve aile desteğinin hem rahatsızlıkların tedavisinde hem
de önlenmesinde çok önemli olduğunu bir psikiyatrist olarak net bir şekilde görmekteyim. Yani kişilerin
fiziksel ve ruhsal olarak dirençli olmaları ve o direnci sağlayan iyi yaşamanın ve iyi hayatın olması, ruhsal ve
fiziksel dengemizin bozulmasının önüne geçmektedir. Bunun aksi durumlar ise hem fiziksel hem de ruhsal
sıkıntıların ortaya çıkmasına ve gittikçe zarar verici yönde gelişmesine neden olur.
Aarhus Üniversitesinden (Danimarka) Yuelian Sun, Peter Vedsted ve arkadaşlarının , kanserlerin
başlangıcından önce depresyonun ve antidepresan (depresyon ilaçları) kullanımının olabildiği ve depresyonun
kanserde ölümü arttırdığı düşünceleri de bununla uyumludur.
|