Psikiyatri hastalarını beyin cerrahisi ile tedavi etme 1800 yılların sonu ve 1900 lu yılların başında kullanılmaya
başlamış ancak özellikle Amerika Birleşik Devletlerinde 1970 li yıllarda gereğinden fazla kullanılması ve tedavi
sonuçlarının belirsizliği nedeniyle gözden düşmüştür. Cerrahi bir yöntem olduğu için beyinde uygulanacak
işlemin geri döndürülmesi mümkün olmadığından , sadece bir doktor yada heyet önerisi ile yapılmamalıdır.
Genellemek gerekirse cerrahi olarak Anterior Kapsülotomi, Singülotomi ve Limbik Lökotomi yöntemleri olarak
uygulanır. Tedaviye çok Dirençli Depresyon ve Obsessif Kompulsif Bozuklukta nadir olarak
uygulanabilmektedir. Tedaviye yanıt , konuda uzmanlaşmış uzun yıllar bu konuda tecrübesi olan nadir
sayıdaki gelişmiş ülkelerdeki merkezlerde bile % 20-40 civarındadır. Tedaviye dirençli depresyonda
psikocerrahiyle düzelme oranları obsesif kompulsif bozukluğa göre daha yüksek gözükmektedir. Psikocerrahi
kesin sonuç değildir.
Gelişmiş ülkelerde tedaviye dirençli diye nitelenen ve psikocerrahi merkezlerine yönlendirilen hastaların
geçmiş tedavi notları incelendiğinde aslında yapılması gereken ve eksik olan tedaviler görülüp onların
yapılması sağlanarak psikocerrahiden kaçınılmaktadır.
Etik olarak yapılması gereken, psikocerrahinin uygulanacağı merkez dışındaki iki bağımsız resmi psikiyatri
devlet yada üniversite hastanesi psikiyatri sağlık kurulunun onayından sonra Sağlık Bakanlığı’nın etik
kurulu kararı ile ve hastanın aydınlatılmış (bilgilendirilmiş) onayı ile psikocerrahi uygulanmasıdır.
Hastaların bilmesi gereken psikocerrahiden 2 yıl sonra her 3 hastadan 1 nin yeniden kötü hissedebileceğidir.
Psikocerrahi tedavide esas , diğer hiçbir seçeneğin kalmadığının resmi psikiyatri hastane heyetleri ile
kanıtlandığı ve hem hastanın hem de uzman doktorların çaresiz kaldığı durumlardır.
|