Obsesif Aşk, Aşk Bağımlılığı , Erotomani, De Clerambault bir psikiyatrik bozuklukdur. Burada aşk iki kişinin
paylaşımı olmaktan çıkıp birinin tek yaşantısı olur. Diğerinin istemediği , birinin hayatındaki en ve tek önemli
şeydir. Ancak bu durum farklı bireylerde değişik derecelerde oluşur. Son kademe akıl hastalığıdır.
Terk eden yada ayrılan taraf istemese yada tutum ve davranışlarından ilişkiyi ileriye götürme isteği olmadığı
herkes tarafından görülse bile , takıntılı aşık onu bırakmaz. Çünkü o kendini kandıran her olumsuzu olumlu
yapan bir zihin ve duyguya sahiptir. İlişkisinin bağlılığını sorgulamaz ve ayrılık kelimesini duymak dahi
istemez. Sinirle söylese bile kendini af ettirmek için her yolu dener. Karşısındakini tutmak için kendi hayatını
değil karşısındakinin hayatını düşünür. Aşkını ilerletir kendini geriletir. Onun her şeyini kabul eder ve istemli
aşk kölesi haline gelir.
Ancak bu derecede bile, takıntılı aşık ilişkisini ve karşısındakinin zorluklarını sorgular. Onun karşılık vermeyen
tutumuna kızar , ilerlemeyen ilişkisinin gidişinden rahatsız olur. Sorgulamaları etraf ve arkadaşlarının uyarıları
ile artar. Karşısındakinin kendini kullanan bencil taraflarını gördükçe sorgulamaları fazlalaşır. Karşısındakinde
samimiyetsizliği gördükçe duyguları soğumaya başlar. Zamanla kaçınılmaz ayrılığı hissetmeye ve daha
yakından görmeye başlar.
Hastalıklı aşk da ise bunların hiç biri olmaz. Takıntılı aşkı ne yaparsa yapsın kötü değildir. Aldatsa bile suç
onda değil onu ayartandadır yada sadece bir gecelik bir zayıflığıdır. Takıntı yaptığı sevgilisi ona ağır hakaret
etse bile bunu onun kendisine tutkusuna bağlar. Kendine karşı duygusu olmayan takıntılı aşkının yerine
kendini kendi hisseder ve kendi kendine sever. Kendi romantik hayallerini takıntı yaptığı aşkının da aynı
şekilde düşündüğünü düşünür ve aksini duysa bile fikrini değiştirmez. Kendini reddeden sevgilisinden gelen
her reddi olumluya çeviren bir düşünceye sahiptir.
Ona taptığı için takıntılı aşkına inancı sonsuzdur ve ne olursa olsun değişmez. Takıntılı sevdiği kaybolsa bile
onu ömrü boyunca bekler ve olmayan birisine karşı hayat boyu sadakatsizlik yapmaz. Gerçekçi olmayan bir
aşkı sonsuza kadar yaşar.
Hastalığı arttıkça ve etraftan tepki aldıkça eve ve kısıtlı bir hayata kapanır . Gittikçe kendi halinde yaşayan
garip birisine dönüşür. Duygusal boşluklarını kendini ailesine vakfederek veya hayvanlara aşırı bağlanarak
giderme eğilimine de girebilir.
Falcıların , üfürükçülerin ve astrologların ilişkisi ile söylediği olumlu ve sadece olumlu yorumlar onu terk
edenin ret kelimelerinden daha önemlidir. Yaşantısındaki günlük tesadüfi deneyimleri aşkının mesajları diye
algılayabilir. Evinin önündeki yerdeki kuru bir çiçek ona aşkı tarafından bırakılmış bir işarettir.
Ayrılığa alışsa bile onu sevdiğine kendini inandırdığı aşkının ölümsüzlüğü ile sonsuzluğa kadar yaşar. Kendi
ölse bile, aşkı kutsal bir hazine gibi sakladığı hastalıklı aşkının eşyalarında durur.
|