Toplumun en az % 20 sinde tedavi edilmesi gereken düzeyde depresyon ve kaygı (anksiyete) rahatsızlıkları bulunmaktadır. Özellikle hafif ve orta derecede depresyonlar ve kaygı bozuklukları aslında terapi ya da psikolojik danışmanlık ile de tedavi edilebilir. Ancak terapi ya da konuşma tedavisi bireye daha çok zaman ve emek ayıran bir konu olduğu için, bu konuda örneğin Türkiye’de hastaneler ya da kamu psikiyatri kurumları yeterli hizmeti sunamamaktadır. Avrupa da bile bireyler bir yıla varan sürelerde randevu için beklemektedirler.
Psikiyatride konuşarak tedavinin sunulan hizmetin içinde olmaması sonucu, hastane ayakta tedavi birimlerinde ilaç ağırlıklı psikiyatrik tedaviler yapılmaktadır. Aslında sadece terapi ile tedavi olabilecek bu grup hem ilaçsız bir psikiyatri seçeneğinden uzak kalmakta hem de, durumları tek başına ilaçla tedavi olmayacağından dolayı gereksizce fazla ilaç alabilmektedirler.
Terapiler ve danışmanlık hizmetleri birçok bireyin yaşamsal sorunlardan dolayı oluşan psikiyatrik şikayetlerine yardımcı olacaktır. Böylece hem bireylerin daha az ilaç kullanımları hem de daha kendilerine özgü bir tedavi alma hakları yerine gelmiş olacaktır. Günümüz koşullarında kamu kurumlarında psikiyatrik sorunu olan hastalar, kendilerini iyi dinleyen ve tanıyan bir terapist doktor bulmakta zorlanmaktadır. Hatta ayaktan tedavi bölümlerinde hastalara zaman eksikliğinden böyle bir tedavi sunulamayacağı açıkça söylenebilmektedir. Halbuki, özellikle ülkemiz gibi sosyal ve ilişki problemlerinin çok olduğu ortamlarda, terapi ya da danışmanlık hizmetleri psikiyatrinin tamamlayıcı bir parçasıdır.
|