Bir ilişkinin ciddi bir zemine oturması nişanlılık ya da sözlülük dönemi ile başlamaktadır. Bireyler artık kendilerini bir ilişkiye bağlama ve bunun cesaretle ismini koyma sürecine girmişlerdir. İlerleyen bir ilişkide söz ya da nişan konularından kaçan bireyler ya ilişki ile ilgili tereddütleri vardır ya da evlilikten çekinmektedirler. Çünkü bilirler ki evlilik onları bağlayacaktır. Ama bağlanmak istemeyen bireyler ise evliliği kendi yaşamlarına bir tehdit olarak görebilirler.
İlişkiyi baştan itibaren iyi bir dostluk ve eğlenceli bir beraberlik haline getirir ve ciddiye alırsanız ilişkide daha ciddi bir içerikte ilerleyecektir. Eğer ilişkiyi bir deneyelim bakış açısıyla başlatırsanız ilerlemesi çok kolay olmayabilir. Doğal olarak, çıkan çiftler hemen evlenmek istemezler, zaten evlenmemeleri de gerekir.
Âşık olup 3-6 ay içinde evlenen bireylerde ileride evlilik sorunları ihtimali çok daha fazladır. Bu açıdan ilişkinin başında paylaşım ve neşeli bir beraberlik, duygusal ögeleri geliştirecektir. İlk 6 ay 1 yıl içinde karşınızdaki insanın size bağlanmasının artması gerekir. Ancak, çıktığınız insanın bağlılığı artmıyor ve hep size aynı mesafede duruyor ise artık o ilişkinin nişanlılığa gidip gitmeyeceğini sorgulamanız gerekir.
Karşınızdakine açık olarak nişan ya da tanışma duygunuzu da ortaya koyun. Karşınızdaki kişi bunu sürekli olarak öteliyorsa bu olumsuz bir gösterge olacaktır. Böyle durumlarda kızgınlıkla tepki vermeyin. Karşınızdaki kişiden sizin için birtakım şeyler yapmasını isteyin. Böylece, karşınızdakinin ilişkide özveride bulunabilecek bir kişi mi yoksa bencil bir içerikte sadece ilişkiyi kendisi için yaşayan birisi mi olduğunu görün. Doğal olarak, eğer karşınızdakinin evlilik ya da ailesi ile ilgili kaygıları var ise onları sizinle paylaşmasını şaka yollu sağlayın. Unutmayın şaka sözler gerçeği yansıtır.
Karşınızdaki sizinle kaygı, korku ve çekincelerini paylaşırsa onu dinleyin, akıl verme ya da yargılama sürecine girmeyin. Ona, geleceği kolaylaştırıcı ortak hayaller sunun. Ama her şeyi üstlenip, tek başına onun yerine getirmesi gereken sorumlulukları da siz üstlenir konuma asla gelmeyin.
Evliliği çok istediği için, özellikle karşısındaki erkeğin yapması gereken ama yapmadığı evlilik öncesi sorumlulukları üstlenen, bir anlamda kendi kendine evlenen bayanların ileride evlilik ilişkilerinde tıkanmaları kaçınılmazdır. Bir evlilik sadece bir kişinin özverisi ile çok zor yürümektedir.
Nişanlılık öncesi dönemde en önemli noktalardan birisi de karşınızdaki insanın geçmişte yaşadığı bir ilişkiden kopup kopmadığıdır. Eğer halen geçmişe ait güçlü duygusal bağları var ise, onu nişanlılığa götürmeniz oldukça güçtür. Onunla duygusal ilişkinizi güçlendirirseniz, geçmişe ait ilişkiye bağlılığı azalır ve kopabilir.
Bir diğer nokta da karşınızdaki insanın yapı itibariyle sorumluluk alıp almadığıdır. Hiç çalışmamış ya da yaptığı kısa süreli işlerde hep ayrılmış ve hep aile desteği ile büyümüş ve evliliğe de uzak duran birisi sizin için zor bir seçim olacaktır. Tabii bu modelde birisi ısrarla sizinle nişanlanmak istiyorsa bu da sizin için iyi bir nişanlılık ve evlilik olmayacaktır.
Evliliğe inanmayan bir birey ya geçmişindeki kötü aile ilişkilerinin etkisindedir ki bu durumda sizin ve ailenizin sunduğu sıcak bir ortam onun için çekici olacaktır, ya da bu insan çok olgunlaşmadığından, ilişkilerini sadece egosunu parlatıcı bir yapıda görüyordur. Bu durumda onu ilişkiniz içinde olgunlaştırmanız gerekir. Muhtemelen sizin onu olgunlaştırırken, yıpranan ilişkinizden dolayı bu kişi sizden ayrıldıktan sonra yeni bir ilişkiyle daha kolay nişanlanabilir.
Yani nişanlılık öncesi dönemi, aslında iyiyi yaşarken, sorunu da görme ve çözme dönemidir. Sorunların çok açık tartışılabileceği bir dönem olmamalıdır. Çünkü tartışmalar ilişki de uzaklaşmaya ve nişanlılık olasılığını azaltmaya götürecektir.
|